26 Eylül 2012 Çarşamba

deuss ex machina: kenarlık#7


"ne gariptir ki toplum olarak, aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana; yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız..." - جبران خليل جبران* 

tarumar edilmeye doyulmayan güncelliğin, manipüle edilmekten aslı / astarı / anlamı çoktan unutulan sözcüklerin, delik deşik edilmiş hissiyatların, zikrini fikrinin garabetlikleriyle kamufle / örtbas etmeye gayretkeş olanlara ait muktedirliğin günü geceye kavuşuyor. günleri geceyle ha'bire, harala gürele didişiyor. durmaksızın yinelenmekte olan detayların üzerinin çizilmesinden çok her şeyin üzerinin karalanması v silinmesinden, sinikleştirilmesinden yola çıkılan bir güncellikte derman sessizliğin orta yerinde, sessizliğin tam da dibinde bitiveren bir nefeste saklı kalıyor. aranan derman ancak, muktedirin uyuduğu vakitlerde çatkapı zihinleri yokluyor, yarı açık bir bilince tam da gereken mesaj sunuluyor. onlar didişip dururken bir şekilde sen ne ediyorsun, sen nereyesun diye bir sual tasvir olunuyor. fısıltılar yüksek yüksek... sessiz avazlar... nasıl bakmak istiyorsan öyle görüyorsun, nasıl görmek istiyorsan öyle belliyorsun. her bellediğin vukuatın v fecaatin birbirinden ayrışmayan, ayrılmayan günden sana / bana / ona artakalan ne? onlar didişirken, sen kenardan kös kös bakmaya kendini kaptırmışken, koyvermişken hala ama v fakat yok yere heder edebilmek için zamanı akla gelmeyen şeyleri dert edindiğin kendi özelinde şu etrafında olup bitenlerden bir haberin var mı. bir manşete, bir tek sütüna hapsedilmiş o da gazetenin en alt köşesine zulalanmış, televizyonda yayınlanmakta olan ajansın neredeyse kapanışında kendine yer bulan kıt satırlık meram halinde görünen senin / benim / onun derdine dair ne çıkarsaman var. neye yanarsın, neyle yanarsın. bunca hilkat garibeliğinin vasattan dipte bir modernlik turnusol demeye bayağı bayağı korkulası bir izbelik ikrarıyla donatılan ahir zamanlar içerisinde persona bir iki üçü farklı bileşenden mürekkep kurguların masalların figürü değildir. parmağın kesildiğinde canın yanmaz mı ey ruh! diye nefeslik bir tınlayış yankılanır.. hala bilmez, anlamaz mısın gidişatın gidişat, yolun yol, geleceğin gelecekten ziyadesiyle uzak düpedüz karabasan bir fasit dairenin durmaksızın tekrarından ibaret olduğunun durmak yok yolunmaya, sinmeye, silinmeye, sessizleşmeye müdanasız devamlılık olduğu meydanda değil midir? hala aklın almaz mı?...

kalk borusu çoktan çalındı. gecenin harala gürelesi sonunda günün şafağıyla buluşurken bir aralık armonycoma or slt ile ağaçkakan'ın önce tasvir sonra gerçek haline dönüştürdükleri projeleri / çatıları olan roadside.picnic, rigor mortis kaydı ile bir kez daha sese büründü. seslenişe dönüştürüldü. eskişehir'den yola çıkmış olan "music for non-musicians" kollektifinin defaatle yineledikleri, deneyselliklerindeki edebi seslenişler, feylezofik çıkarsamalar, öncüllere v ardıllara 'tüm' haklarını teslim etmek adına iliştirilen selamlar, desturlar... ya uyanırlar ya da sonuna kadar uyurlar şiarıyla dinleyicilere sunageldikleri biçimlendirmelerle, sözcüklerle başka bir (d)okumayı beraberinde taşımaktadır. "rigor mortis" mcd her şeyden önce düpedüz bu hayatın görünmeyen yansılarına, yansıtılmayanlarına karşı bir tavır almanın, görün artık bunları kaydı olarak değerlendirilebilir. anticon, ninja tune, plug research vd. gibilerinden aşina olduğumuz seslenişlerin, yalancı dolmalardan çokça çekmiş bi'sath içerisinde kotarılmasının en dikenli yollarında yılmadan yola çıktıkları her yeni eşik, çaba birer taş haline dönüşüyor. bu taşların okkalılarından birisi de bu kısa albüm kaydı. değinileri yüzeysel bir çıkarımın, kolaya kaçıp birbirini tekrar eden bir söylem safsatasından çok derinlerine en dibine sakladıkları vecizler ile beraber anlamlarını çözmek mecburiyetine düştüğünüz birer zihin açar haline dönüşüyor. kolay lokma, iki dirhem v bir çekirdek olmaktansa her tarafından pütürlü her yanında bir titreşimin sunulageldiği, kulağa ulaştığı bu sahanlık bir ülke tasvirine girişilse nasıl okunabilirdi bahsinin de diri bir yanıtını oluşturuyor. güncel dilin içinde öğütülüp, un ufak edilen küçük tefek şeylerin, bir romanın tek bir satırın, uzak diyarların bir yanında olan biten bir savaşın, bir yaşam mücadelesinin nasıl buranın tükenmek bilmeyen acılarıyla benzeştiğini anlamlandırabilmek için kulak vermek gerekiyor... kulak verdikçe sunulanların aromonycoma or slt v ağaçkakan'ın mahirliklerini ikrar etmek bir kenara; artık bilindik teranelerin değil yeni solukların her şeyi tanımlandıracağı ortaya çıkıyor. her şey doğal... her şey sıra dışı.. sanrılar, sarsıntılar, korkular, ölümler, güzün bir türlü hüzünden ayrışmazlığı, kıyas edilebilecek bir dünya bakışımından nasıl da uzakta kaldığımız, bıraktırıldığımıza dair çıkarsayışlar. rigor mortis tek bir vurgunun, tek bir çıkarsamanın takdis edildiği şimdiki zamana inat uyanabilmek adına hakiki bir yönlendirici. uyarana ihtiyaç duyanlara tesiri uzun süre etkili bir kalk borusu olmayı başarıyor... çoğulcu, farklı, düşünsellik ile hemhal, ses bir şenlik halini sunsa da belirli belirsiz bir yası da taşımakta v her dem söylenecek bir şeyler ilave ettiren cinsten bir deneysel sahanın ta kendisi sunumlandırılmakta. "sahte koro" parçasına itinayla kulak verdiğinizde bu deneysel metnin, bu minnet yazınının devamına söylenceler, seslere ulaşmanız bir tıklama mesafesinde... deforme hayat... bu noktadan, imden  sonra başlıyor... yine yeniden başlıyor... biz yorgunuz ama biliyoruz bilgimizi esirgemiyoruz... yine yola çıkacağız... güne karışacağız... sağ olsunlar...

*halil cibran
kaynak, deuss makina
twitter

13melek: rigor mortis

Eskişehirli müzik kolektifi M4NM’nin ta başından beri peşindeyiz. No Call ‘Recently’ ve sinemayı müziğe tahvil ettikleri Sadece Bu Yeterli Değil projeleri, I’mpty, Ağaçkakan, ve Armonycoma or slt’nin solo albümleri, Hals ve I’mpty’nin ortak projesi Vefa’nın spoken word öğretileri her zaman algılarımızı açtı, kulağımıza akan sesler vesilesi ile etrafımıza bakışımızı değiştirip zihin dünyamızı besledi. Ağaçkakan ve Armonycoma or slt aşağı yukarı bir sene önce roadside.picnic isimli yeni projelerini müjdelemişti, ancak bir süre sonra haber gelmez oldu. Bu durumu yeni albüm 'Rigor Mortis' için yazdıkları notta şöyle özetlemişler: “Rigor Mortis, eyleme geçirilemeyen düşüncenin aslında ne denli boşlukta olduğunun kanıtı. Bir yıl önce fikir teatisine başlanmasına rağmen, ancak eyleme geçebilecek karaktere bürünebildiğimiz 2012 yılının haziran aylarında küllerinden doğdu.” Kendilerine umursamazlığı ve tembelliği yakıştırsalar da Rigor Mortis derinliğindeki albümlerin, her ne kadar amatör bir ruh ve imkânlarla hazırlansalar da, ortaya çıkması ve içe sinmesi zaman alıyor; bazı şeylerin vücut bulabilmesi için dimağlarda iyice pişmesi gerekiyor. M4NM bir şekilde yola devam ediyor, otobanı değil taşlı tozlu patikaları takip ediyor. Misak, albüm hakkında yazdığı kenarlık yazısında roadside.picnic ve hatta M4NM müziğinin temel taşlarını şöyle özetlemiş: “Deneyselliklerindeki edebi seslenişler, feylezofik çıkarsamalar, öncüllere ve ardıllara 'tüm' haklarını teslim etmek adına iliştirilen selamlar, desturlar”. Her M4NM albümü bu taşları daha da ince işliyor, gerçeği daha sarsıcı bir şekilde muştuluyor. Rigor Mortis, vücudun ölüm sonrası katılaşma hali manasına gelen bir terim, albüm kapağındaki fotoğrafın yüzüne oturtulan kurukafayla şüphesiz ki bir ilişkisi var. ‘Lagras’ta tepesindeki ampul ışıklarıyla soğutulan cesetlerden, ‘Mütemadiyen’de yudum yudum kanayan saçlardan ve ten dağlayan parmak izlerinden bahseden ikili, bir yandan da bu ağır yükten memnun, tıpkı koskoca gök kubbeyi taşıyan Atlas’ın emanetini sahiplendiği gibi. Ölü vücutların istatistiklere indirgendiği, kafanın bedene ağır geldiği, gittikçe kalabalıklaşan memleketlerin bayrakları ve simgeleriyle dikenli tellere sarıldığı zamanların karamsarlığı var ‘Rigor Mortis’te. Ama tıpkı kasları sertleşip ölü katılığında dimdik duran cenazeler gibi kendilerini salmıyor, hakikati dillendirip musibetleri teşhir ediyorlar: “Şimdi ölün / Yarın başka gün”. Nasihatleri Oblomov, kızıl otları Boris Vian, yol sormaları Jack Kerouac’tan. Eğer bir mezar kazılacaksa onu da kendileri kazan roadside.picnic, deneysel hiphop ve bu toprakların bilinçaltına işlemiş sesleri ustalıkla bir araya getiriyor, ilhamının bir kısmını da Üç Hürel’den, Fikret Kızılok’tan ve Moğollar’dan alıyor. M4NM tedirginlik ve gözlem halinden çıkıp eyleme geçiyor bu albümle, askıda yaşamaya alışıyor, sokaklarda mızıka çalarken vurulmaktan korkmuyor. “Adios” değil, “Bienvenidos”. 
 

2 ağustos '12

kaynak, 13melek
13melek twitter

rigor mortis

4 temmuz '12
15 günde bitirdiğimiz anti-profesyonel albümü internet üzerinden yayınladık. bandcamp'in aylık download limitini yaklaşık bir günde çarçur etmemiz bizi çok şaşırttı açıkçası. uzun uzadıya albüm hakkında yazmak istemiyorum. yalnızca gizem bilkay ve zet'e teşekkür ederek bu faslı sonlandırıyorum.



24 Eylül 2012 Pazartesi

gelme ölüm

yaklaşık bir yıl boyunca ortaya hiçbir şey çıkaramadık. hem somut, hem de soyut anlamda. açıkçası bu uzun süreli aradan sonra projenin içten içe iptal olacağını hissediyorduk diyebilirim. önceden üzerinde hararetli tartışmalarla yapısını şekillendirmeye çabaladığımız rs.p ismi artık günlük konuşmalarımızda yer almamaya başlamıştı
'gelme ölüm' parçasına kadar, 'tunguska' ve 'lagras'ın kayıtları dışında (ve ufak tefek karalamalarla içi doldurulmaya çalışılan bir kaç altyapı dışında) en ufak bir denemede bulunmadık. 

haziran aylarının sonlarına doğru mustafa eskişehir'e geldiğinde anlık bir şevkle 'gelme ölüm'ü yapmaya karar verdik. takriben üç dört dakika sonra da albümü bitirebileceğimizi fark ettik.

gelme ölüm, belki tanju okan'dan, belki de promil  göstergesini çileden çıkaracak kadar içmekten dolayı ilk 'şarkı' oldu. hatırlamıyorum. fakat, şarkıyı hatırlıyorum. fakat, bu şarkıyı daima hatırlayacağım. eyyo!

                                     rs.p - gelme ölüm 

23 Eylül 2012 Pazar

rest in peace: sami


ilham söz konusu olduğunda, beslenme alışkanlıkları tuhaflaşabiliyor. öyle ki, artık aradığınız yoğunluğu bir halı deseninde ya da o desen üzerinde peyda olan soğukkanlı bir misafirde bulabiliyorsunuz. sami, evin medar-ı iftiharıydı. sami, bir çok farklı şekilde rs.p'nin tohumlarının atılmaya çalışıldığı süreci alevlendirebilmişti. sinek kanadı yolarak dışa vurulan çocukluk psikopatlığını daha naif biçemlere dönüştürmemize yardımcı olurken, bu seanslardan ne freud'un ne de bizim haberimiz vardı. talihsiz bir günde mustafa'nın 'biraz da düzgün şeyler içsin' mantıksızlığı ile yaşadığı saklama kabına meyve suyu dökmesi ve akabinde yaşanan yapış yapış can çekişmeler sonucunda yoğun bakıma alındı sami. mustafa üzerine düşeni yapıp, çitilemeye varana kadar yıkamasına rağmen, iki günlük yaşam mücadelesini kaybeden dostumuzu, yoldaşımızı saygıyla anıyoruz.

22 Eylül 2012 Cumartesi

introduction EP

20 Ağustos 2011'de tanıtım amaçlı ilk çalışmamızı yayınladık.


Bu EP'nin farklı soundlarda parçalar barındırmasını istedik. Çünkü bundan sonra yapacaklarımız için bize bir kıstas belirlemesini istemiyorduk. Aslında denemelerden oluşan bu EP'nin içinde ; 

 rs.p'nin düşünsel evreden sonraki ilk meyvesi  ve sadece mp3player ile sesler kaydedip birleştirdiğimiz xe(Yürüyorum)

M4NM:  Tribute To Erkin Koray albümü için yaptığımızı ve daha sonra "Rigor Mortis" in soundunu üzerine inşa etmeye karar vereceğimiz şarkı olan ex(nocturnal) ve "Rüçhan Çamay"ın Para para para şarkısı için yaptığımız remix.


Albümün görsellerini bundan sonraki albümlerin de görsellerini yapan güzide arkadaşımız"Gizem Bilkay" üstlendi.




piknik na obochine (arkady & boris strugatsky)

"yeni bir meslek vardır dünya'da... "vur emri'ne" aldırmadan "bölge"' ye girebilen ve bölgeden, bazen, çıkabilen adamlar. onlara "canbaz" denmektedir... 

dünya, bir sabah o güne kadar hiç tanımadığı maddelerle dolu 6 bölge ile karşılaşır; sanki vega'dan ( güneşe en yakın yıldız, ki dört ışık yılı kadar yakın! ) dünya'ya doğru bir "altıpatlarla" ( tabanca ) 6 el ateş edilmiş gibidir; öyle ki mermiler, öteleme hareketi yaparken ekseni etrafında da dönen bir küresel yüzeye isabet etmiş gibidir ( eh! dünya bu tanıma tam olarak uyar). ve üstelik mermiler tam, fizik-geometri kurallarına uyarak ardışık şekilde birer kıta'ya isabet etmiştir. işte isabet alan yerler "bölge"'dir... öyle ki eğer siz oradan bir şey alıp çıkarmazsanız kendiliğinden hiç bir şey o bölgeden çıkamaz. 

"canbaz"'lar sipariş üzerine bu işi yapan ve bölgeye gire-çıka genetiklerinde de, üreme hücrelerine etki edecek şekilde, değişiklikler olmaya başlayan "cesur" (ama paraya muhtaç ) insanlardır. 

hemen her bölge yerçekimi kuvvetine zıt yönde kendiliğinden hareket edebilen peltemsi sıvılarla, sonradan "şu-bu" adını verecekleri ve çakmak kısmına takıldığında artık hiç yakıta ihtiyaç duymadan arabanın hareket edebilmesini sağlayan bir cins "buji'lerle ( ki bölünerek çoğalabiliyorlar), içinde kalan metallerin ve mekanik alet- edevatın eskimesi bir yana sürekli yenileşmesini sağlayan "alanlarla", içine giren her şeyi presleyen lokal çekim alanları ile, bir kez dönmesi sağlandığında artık hiç durmadan dönebilen ( sürekli-devinim ) halkalarla, ölü iken dirilen ve etraflarına sağlık yayarken deformasyonları da durmuş insanlarla ve birer tane de eğer, kendiniz için değil, içten gelecek şekilde tüm insanlık için iyi dileklerde bulunursanız yerine getireceği söylenen " ve kendiliğinden, yer çekimine karşı koyabilen "altın küre" ile doludur. 

artık tüm dünya bilim adamlarınca tartışılan şey, bölgenin ve içindekilerin ne olduğundan çok ihlal edilen mükemmel neden-sonuç ilişkisi kavramı ve enerjinin korunumu kanunlarıdır. hatta düşüncenin ne olduğu dahi tartışma konusudur..."          

         
 kaynak                                                                                                          

 





roadside.picnic nedir-kimdir ?


roadside.picnic (-yazıyla kısaca rsp) 2010 yılında M4NM (music for non-musicians) adlı bağımsız müzik kolektifi çatısı altında Armonycoma or slt ve Ağaçkakan tarafından fikirsel bazda kuruldu. 

ismini Andrey Tarkovski'nin Stalker adıyla filme uyarladığı Boris & Arkadi Strugatski kardeşler tarafından yazılan Roadside Picnic adlı bilim-kurgu romanından almaktadır.2011 yılında çalışmalarına 
başladılar ve bu süre boyunca hiçbir şey ortaya çıkarmadılar. sadece bu 2 yıllık süre zarfında gerek düşünsel gerek müzikal anlamda çeşitli denemelerde bulundular. 2012'de rigor mortis ile ne yapmak istediklerini çözümleme serüvenine ilk adımlarını attılar. 


rsp'in müzikal tabanını 6 yıldır sample tabanlı müzikle uğraşan Armonycoma or slt üstlenirken, metinler ve vokallerde ise yine 6 yıldır spoken word ve hip-hop'la uğraşan Ağaçkakan yer alıyor.Yaptıkları müzik herhangi bir tür kısıtlamasına girmek istemese de avant-hop , left-field hip-hop olarak tanımlanabilir. amaçları aslında çok fark edilmese de sınırları çok geniş olan hip hop'ı daha uçlara taşımaya çalışmaktır.

Rigor Mortis; tema olarak merkezinde ölümü bulunduran bir albüm. parçalarda bariz bir ölüm anlatısı bulmak güç ama bağlantı noktaları ölümde birleşiyor diyebiliriz. altyapılarda genel olarak eski Türk 45'liklerinden kesilmiş samplelar omurgayı oluşturuyor. Rigor Mortis hip hop tabanı altında farklı müzik türlerinden (electronica , noise , down tempo vb.) beslenimleri de gözlemlenebilir kılan bir albüm.
son olarak 2013 ve ilerisi için hiçbir planı olmayan bu spontane müzik ortaklığının nacizane mottosuyla; 


                                                                     "iyi bilimkurgu iyi edebiyat, kötü ses görece iyi müziktir."